10 C
İstanbul

2025’in İlk Çeyreğine Hak İhlalleri Damga Vurdu

Yayınlanma tarihi:

Türkiye’de 2025’in ilk çeyreğine hak ihlalleri damgasını vurdu. Hak temelli çalışmalar yürüten sivil toplum kuruluşlarının yayınladığı raporlarda ifade, örgütlenme, demokratik toplantı ve gösteri özgürlüklerinin ciddi biçimde sınırlanmasına yönelik girişimlerin yanında gözaltı ve tutuklamalardaki artışa dikkat çekiliyor.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun önce diplomasının iptali ardından gözaltına alınıp tutuklanmasıyla başlayan gerginlik, başta İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyük kentler olmak üzere Türkiye genelinde geniş toplumsal protesto gösterilerinin yaşanmasına neden oldu. 19 Mart’tan itibaren yaşanan olaylar beraberinde çok sayıda hak ihlalini de gündeme taşıdı.

Gözaltına alınanların gerek gözaltına alınırken gerek gözaltı süresince kötü muameleye maruz kaldıklarına ilişkin ifadelerde kayda değer bir artış gözlenirken cezaevlerindeki tutuklu ve hükümlülere yönelik hak ihlallerinde de artış kaydedildiği raporlara yansıyor.

Mart ayı hak ihlallerinin zirveye çıktığı bir dönem olarak kayıtlara geçmiş durumda.

İHD: Ters kelepçe, çıplak arama sıradan uygulamalara dönüşüyor!

İnsan Hakları Derneği, sadece İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve ekibine yönelik operasyonların büyük toplumsal tepkiye yol açtığı 19-26 Mart tarihleri arasında 1879 kişinin gözaltına alındığını, 260 kişinin tutuklandığını, 468 kişinin de adli kontrol şartıyla serbest bırakıldığını kayıt altına almış. İHD’nin yayınladığı bilgi notuna göre İstanbul’da 20’si çocuk yaşta 622 kişinin, Ankara’da ise en az 262 kişinin gözaltına alındığı bildirilirken çok sayıda kişinin polisin eylemlere müdahalesi sırasında, kaba dayak, yakın mesafeden kapsül, gaz ve su sıkılması, ters kelepçe, çıplak arama gibi işkence ve kötü muamele niteliğindeki uygulamaya maruz kaldığına da dikkat çekiliyor. Olaylar sırasında 14 gazetecinin gözaltına alındığı bilgisini paylaşan İHD, sadece Ankara’da 7 kişinin gözaltındayken çıplak aramaya maruz bırakıldığının altını çiziyor.

İnsan Hakları Derneği hak ihlallerinin sadece 19 Mart sonrası kitle eylemliliği ile sınırlı olmadığını, yayınladığı “Marmara Bölgesi Hapishaneleri Hak ihlalleri” Başlıklı raporuyla da belgeliyor. Raporda 2025’in ilk çeyreğinde Marmara Bölgesi hapishanelerinde kayıt altına alınabilen hak ihlalleri kamuoyunun dikkatine sunuluyor.

Türkiye genelinde 395 hapishanede 403.060 tutuklu ve hükümlünün bulunduğunun altı çizilen İHD raporunda, mevcut hapishanelerin 299.940 kişilik kapasitesinin bulunduğuna dikkat çekiliyor ve 103.120 kişinin kapatıldıkları hapishanelerde “yatacak yerlerinin” bile bulunmadığı bildiriliyor.

7 Nisan 2025 itibarıyla Türkiye genelinde hapishanelerde 381.337 erkek, 17.712 kadın tutuklu ve hükümlünün bulunduğu bilgisini paylaşan İHD, 4.011 çocuğun da cezaevleri koşullarında yaşadığının altını çiziyor. İHD raporuna göre halen hapishanelerde 65 yaş üzeri 6.233 kişi bulunuyor.

İHD, 2025’in ilk çeyreğinde ağırlıklı olarak Marmara Bölgesi hapishanelerinden olmak üzere cezaevlerinde 1249 hak ihlalini kayıt altına almış.

THİV: İhlal edilmeyen demokratik hak kalmadı!

Türkiye İnsan Hakları Vakfı (THIV) ise Coşkun Üsterci imzasıyla yayınladığı raporda sadece Mart ayında 144 kişinin sosyal medya paylaşımları nedeniyle gözaltına alındığına dikkat çekiyor. THIV Mart ayında 22 gazetecinin gözaltına alındığını, 8 gazetecinin tutuklandığını, 4 gazeteci hakkında ise soruşturma açıldığını, 700 sosyal medya hesabına da erişim yasağı talep edildiğini vurguluyor.

THİV, sadece Mart ayında muhalif kanallara çok yüksek miktarlarda 33 para cezası ve 16 yayın durdurma cezasının verildiğine de dikkat çekerken 183 sosyal medya hesabının ve 16 internet sitesinin “mahkeme kararıyla” erişime kapatıldığını vurguluyor.

THİV, Mart ayı boyunca Toplanma Özgürlüğü İhlalleri kapsamında; ülke genelinde en az 74 ayrı eylem ve etkinliğe müdahalesi sonucu en az 1495 kişi işkence ve diğer kötü muamele niteliğindeki uygulamalara maruz bırakılarak gözaltına alındığına dikkat çekerken bu kişilerden 482’sinin adli kontrol şartıyla, 62’sinin ise ev hapis tedbiri ile serbest bırakıldığını, 175 kişinin de tutuklandığını kayıt altına alıyor.

THİV’in Örgütlenme özgürlüğü kapsamında kaydettiği vakalar ise şöyle:

Siyasi parti üye ve yöneticisi en az 5 kişi gözaltına alındı 1 kişi tutuklandı.

5 belediye başkanı gözaltına alındı, biri Şubat ayı içinde gözaltına alınmış 6 belediye başkanı tutuklandı.

Dernek, sendika, vakıf vb. kuruluşların üye ve yöneticisi 24 kişi gözaltına alındı. 7 kişi tu-tuklandı. 9’u adli kontrol şartıyla 17 kişi serbest bırakıldı.

İstanbul Barosu: “Savaş halinde bile olmayacak işler!”

İstanbul Barosu da özellikle 19 Mart sonrası yaşanan hak ihlallerine dikkat çekiyor. İstanbul Barosu, bünyesindeki Avukat, Çocuk, Kadın ve İnsan Hakları merkezleri, 19 Mart’tan itibaren yaşanan toplumsal olaylar sırasında yaşanan hak ihlallerinin “savaş halinde bile” dokunulmaz olduğunu vurguluyor ve yaşanan hak ihlallerinin münferit değil, sistematik ve çok boyutlu bir zincirin halkaları olduğunun altını çiziyor.

İstanbul Barosu Başkanı Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu, hak ihlalleri ile ilgili düzenlediği basın toplantısında “Son bir ayda, savaş hâlinde bile geçerli olan insan haklarının sert çekirdeğinin ihlal edildiğine tanık oluyoruz. Bu çerçevede sürekli kullanılan ‘düşman hukuku’ veya ‘yandaş hukuk’ gibi nitelemelerin de aslında doğru olmadığını görmekteyiz. Çünkü ‘düşman hukuku’ aynı zamanda bir ‘savaş hukuku’ demektir. Ancak birçok eylemde hukukun olmadığı, daha çok fiilî durumun geçerli olduğunu ve keyfî uygulamaların yaygın olduğunu görüyoruz. ‘Yandaş hukuk’ neden doğru değil? Çünkü burada da hukuk uygulanmamakta, yandaşlar adeta kayırılmaktadır.” diyor.

İstanbul Barosu Kadın Hakları Merkezi, yayınladığı ön raporda “Kadınların gözaltı ve tutukluluk süreçlerinde yaşadığı hak ihlalleri yalnızca fiziksel kötü muameleyle
sınırlı kalmamış, cinsiyet temelli şiddet biçimleri olan çıplak arama, cinsel taciz, cinsel saldırı ve aşağılayıcı muamele ile de derinleşmiştir. Öte yandan, kadınların özgül ihtiyaçları çoğu zaman karşılanmamıştır.” görüşlerine yer veriyor.

İstanbul Barosu Çocuk Hakları Merkezi de yayınladığı ön raporda 19 Mart sonrası yaşanan toplumsal olaylarda Anayasaya, TCK’ya, Çocuk Koruma Kanununa aykırı biçimde 20 çocuğun kelepçelenerek gözaltına alındığına, 12 çocuğun şiddete maruz kaldığına, 18 çocuğun gözaltı süresince yetişkinlerle bir arada tutulduğuna, 15 çocuğa gözaltı süresince yiyecek içecek imkanı tanınmadığına dikkat çekiyor.

Gençlik Örgütleri Forumu (GoFor) da 19 Mart ve sonrasında özellikle genç eylemcilere yönelik hak ihlallerine dikkat çektiği “Hangi Genç” başlıklı raporunda 19 Mart-18 Nisan arasında 1418 kişinin gözaltına alındığını ve gözaltı süresince işkence ve kötü muameleye maruz bırakıldığını vurguluyor. GoFor raporunda gençlerin sadece gözaltı süreçlerinde değil, barındıkları yurtlarda ve okullarda da baskı altına alınmaya çalışıldığına dikkat çekiyor.

Benzer İçerikler

spot_img

Son İçerikler

spot_img