Türkiye 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı azalan ama aynı zamanda derin bir yoksulluğa yuvarlanan çocuklarıyla kutluyor…
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2024 yılına ilişkin çocuk istatistiklerini açıkladı. Yoğun gündem içerisinde bir çok yayın kuruluşu tarafından “görülse de” bu istatistiklerin Türkiye açısından vermekte olduğu tehlike sinyalleri ne yazık ki hak ettiği ölçüde tartışılamadı.
TÜİK tarafından yayınlanan çocuk istatistiklerinin, başta TÜİK’in farklı kategorilerde yayınladığı istatistiklerle ve çocuk yoksulluğu üzerine çalışan diğer kuruluşların raporlarıyla birlikte ele alınarak okunması gerektiğini düşünüyoruz.
Gelin birlikte TÜİK çocuk istatistiklerinden yola çıkarak Türkiye’deki çocuk nüfusun durumuna bir göz atalım:
Türkiye’nin çocuk nüfusu azalıyor!
TÜİK çocuk istatistikleri raporuna zemin oluşturan Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi sonuçlarına göre, 2024 sonu itibarıyla Türkiye nüfusu, 85 milyon 664 bin 944 kişiyken bunun 21 milyon 817 bin 61’i çocuk olarak kayıtlara geçti. Çocuk nüfusun yüzde 51,3’ünü erkekler, yüzde 48,7’sini kızlar oluşturdu.
Birleşmiş Milletler ’in (BM) tanımına göre 0-17 yaş grubunu içeren çocuk nüfus, 1970’te toplam nüfusun yüzde 48,5’ini oluştururken bu oran 1990’da yüzde 41,8 ve 2024’te yüzde 25,5 oldu.
Nüfus projeksiyonlarına göre, çocuk nüfus oranının 2030’da yüzde 22,1, 2040’ta yüzde 17,9, 2060’ta yüzde 16,9, 2080’de yüzde 15,2 ve 2100’de yüzde 14,5 olacağı öngörüldü.
Doğurganlığı artırıcı tedbirlerin etkili olacağını varsayan yüksek senaryoya göre çocuk nüfus oranının 2030 yılında %22,3, 2040 yılında %18,9, 2060 yılında %18,7, 2080 yılında %18,9, 2100 yılında %18,6 olacağı öngörüldü. Bir başka deyişle, devlet ne yaparsa yapsın doğurganlık düşüyor, çocuk ve genç sayısı hızla düşerken nüfus hızla yaşlanıyor.
AB ortalamasına göre çocuk sayımız hala yüksek!
Avrupa Birliği (AB) üyesi 27 ülke incelendiğinde 2024’te çocuk nüfus oranının AB ortalaması yüzde 17,8 oldu. AB üyeleri arasında en fazla çocuk nüfus oranına sahip ülkeler sırasıyla yüzde 23 ile İrlanda, yüzde 20,8 ile Fransa ve yüzde 20,6 ile İsveç olarak kaydedildi. Çocuk nüfus oranı en düşük ülkeler ise sırasıyla yüzde 14,7 ile Malta, yüzde 15,1 ile İtalya ve yüzde 15,7 ile Portekiz oldu.
Mevcut durumda Türkiye %25,5’lik çocuk nüfus oranı ile AB üyesi ülkelerden hala daha “genç” görünüyor.
Doğu ve Güneydoğu illerinde doğurganlık da yoksulluk da daha yüksek
ADNKS sonuçlarına göre illerin toplam nüfusları içindeki çocuk nüfus oranları incelendiğinde, 2024 yılında en yüksek çocuk nüfus oranına sahip olan il, %43,8 ile Şanlıurfa oldu. Şanlıurfa ilini %39,8 ile Şırnak, %37,4 ile Ağrı, Mardin ve Muş izledi.
Her iki haneden birinde en az bir çocuk var!
ADNKS sonuçlarına göre 2024 yılında toplam hanehalkı sayısı 26 milyon 599 bin 261 oldu. Hanelerin %42,8’inde 0-17 yaş grubunda en az bir çocuk bulunduğu görüldü. Bu hanelerin illere göre dağılımı incelendiğinde, 0-17 yaş grubunda en az bir çocuk bulunan hanehalkı oranının en yüksek olduğu ilin %68,5 ile Şanlıurfa, en düşük olduğu ilin %28,2 ile Tunceli olduğu görüldü.
Hanelerin %19,0’ında 0-17 yaş grubunda bir çocuk, %14,6’sında iki çocuk, %6,0’ında üç çocuk, %2,0’ında dört çocuk, %1,1’inde ise beş ve daha fazla çocuk bulunduğu görüldü.
2024 yılında toplam çocuk nüfusunun %23,3’ünün 0-4 yaş grubunda, %29,3’ünün 5-9 yaş grubunda, %29,6’sının 10-14 yaş grubunda ve %17,8’inin 15-17 yaş grubunda yer aldığı görüldü.
Hastanede doğum artarken bebek ölüm hızı düşüyor!
Sağlık Bakanlığı verilerine göre hastanede gerçekleşen doğumların oranı, 2010 yılında %91,6 iken 2023 yılında %97,5 oldu.
Ölüm ve Ölüm Nedeni İstatistiklerine göre 2009 yılında bebek ölüm hızı binde 13,9 iken 2023 yılında binde 10,0 oldu. Doğumdan sonraki beş yıl içinde ölme olasılığını ifade eden beş yaş altı ölüm hızı, 2009 yılında binde 17,7 iken 2023 yılında binde 14,5 oldu.
Doğum sonrası aşılamada küçük de olsa bir düşüş gözleniyor. Beşli karma aşı (DPT+IPV+Hib) 3 doz ile aşılama oranı 2022 yılında %99,5 iken 2023 yılında %98,8 oldu.
Hollanda nüfusu kadar öğrencimiz var!
Millî Eğitim Bakanlığı Örgün Eğitim İstatistiklerine göre Türkiye genelinde 2023/’24 eğitim ve öğretim döneminde örgün eğitime devam eden öğrenci sayısı 18 milyon 710 bin 265 oldu. Bu öğrencilerin %51,3’ünü erkek öğrenciler, %48,7’sini ise kız öğrenciler oluşturdu.
Türkiye’deki öğrenci nüfusu 18 milyon 346 bin 819’luk Hollanda’nın toplam nüfusunu aşmış durumda.
Millî Eğitim Bakanlığı Örgün Eğitim İstatistiklerine göre okul öncesi eğitim seviyesinde beş yaş net okullaşma oranının, 2022/’23 öğretim yılında %85,0 iken 2023/’24 öğretim yılında %84,3 olduğu görüldü. Beş yaş net okullaşma oranı cinsiyete göre incelendiğinde, bu oran erkek çocuklar için %84,5, kız çocuklar için %84,0 oldu.
İlkokul seviyesinde net okullaşma oranı 2023/’24 öğretim yılında %95,0, ortaokul seviyesinde net okullaşma oranı %91,5 ve ortaöğretim seviyesinde net okullaşma oranı %88,0 oldu.
Ulusal Eğitim İstatistikleri Veri Tabanı sonuçlarına göre eğitim kademesi ve cinsiyete göre okul tamamlama oranları incelendiğinde, yıllara göre bir artış gözlendi. İlkokul tamamlama oranı 2018/’19 eğitim ve öğretim döneminde %98,6 iken bu oran 2023/’24 eğitim ve öğretim döneminde %98,7 oldu.
Ortaokul tamamlama oranı 2018/’19 eğitim ve öğretim döneminde %97,7 iken bu oran 2023/’24 eğitim ve öğretim döneminde %96,5 oldu. Ortaöğretim tamamlama oranı ise %68,1’den %81,2’ye yükseldi. Ortaöğretim okul tamamlama oranı cinsiyete göre incelendiğinde, 2023/’24 eğitim ve öğretim döneminde bu oranın erkek çocuklar için %79,4, kız çocuklar için %83,0 olduğu görüldü.
Çocuk yoksulluğu endişe verici durumda!
TÜİK raporunda bir tabloya sıkıştırılan ve ayrıntılı biçimde metne dökülmesi tercih edilmeyen veriler, çocuk yoksulluğunun endişe verici boyutlara ulaştığını gösteriyor.
Rapora göre:
- Yaklaşık her 4 aileden 1’i çocuklarının günde en az bir kez et, tavuk veya balık tüketmesini sağlayacak maddi olanaklardan yoksun.
- Her 10 aileden 1’i çocuklarının gün içinde taze meyve ve sebze tüketmesini sağlayamıyor.
- Yaklaşık her 10 aileden 1’i çocuklarına düzgün iki çift ayakkabı alamıyor.
- 15 yaş ve altı çocuğu olan yaklaşık her 10 aileden 1’i çocuklarına yeni giysiler alamıyor.
- Yaklaşık Her 5 aileden 1’i evden uzakta bir haftalık tatil masrafını karşılayamıyor.
- Yaklaşık her 8 aileden 1’inde çocuklar evde oynanabilecek oyuncaklara sahip değil.
- Yaklaşık her 5 aileden 1’i çocuklarının boş zaman aktivitelerini karşılayabilecek maddi olanağa ulaşamazken 10 aileden 1’i çocuklarının özel gün kutlamalarına bütçe bulamıyor. Yaklaşık 10 aileden 1’i çocuklarının arkadaşlarını evlerinde ağırlayamıyor.
- Yaklaşık her 5 aileden 1’i çocuklarının paralı okul gezilerine ve okul etkinliklerine katılmasını sağlayamazken yaklaşık 10 aileden 1’i de çocuklarına evde ders çalışabileceği uygun bir ortam sağlayamıyor
TEPAV Raporu: Yoksul çocuklar Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da!
Çocuk ve yoksulluk verilerine bakarken TEPAV’ın “Türkiye’de Çocuk Yoksulluğu 2024” raporuna da göz atmakta yarar var. TEPAV, Türkiye’deki yoksul çocukların yüzde 28,4’ünün Güneydoğu Anadolu Bölgesinde, yüzde 13,1’inin ise Şanlıurfa ve Diyarbakır’da yaşamakta olduğuna dikkat çekiyor.
TEPAV raporunda bu dosya için biraz teknik kaçma riskine rağmen gözardı edemeyeceğimiz çok önemli bir ifade kullanılmış: “Türkiye’de yoksul hanelerde yaşayan çocuk sayısı oldukça fazladır ve azalma eğilimi de göstermemektedir. TÜİK, yoksul çocuk sayısı hesabında eşdeğer hanehalkı kullanılabilir fert medyan gelirinin yüzde 60’ını yoksulluk eşiği olarak kullanmaktadır. 2023 yılı itibarıyla söz konusu gelir değişkeni eşik değerin altında olan hanelerde, hanelerin 2022 gelirlerine göre, 0-17 yaş grubunda 7,03 milyon çocuk bulunmaktadır ve bu sayının aynı yaş grubundaki toplam çocuk sayısına oranı olan yoksul çocuk oranı yüzde 31,3’tür. Bu yaklaşıma göre hesaplanmış yoksul çocuk sayısı ve oranı 2017’den 2018’e hızlı bir artış yaşamış, 2018’den 2022’ye yataya yakın bir artış eğilimi sergilemiş, 2023’te ise bir önceki yıla göre belirgin azalmıştır. Oysa yoksulluk eşiği hesabında eşdeğer fert geliri değil de kişi başına gelir kullanıldığında yoksul çocuk sayısı ve oranının hem düzeyi hem de trendi farklılaşmaktadır.” denilen raporda şu önemli gerçeğe dikkat çekiliyor: “TÜİK raporlarında kişi başına medyan gelirin yüzde 60’ına göre hesaplanmış yoksul çocuk sayısı 2016’dan beri artış eğilimini sürdürerek 2022’de 9,59 milyon düzeyine ulaşmış; 2017’den beri artış eğiliminde olan yoksul çocuk oranı ise 2022’de yüzde 42,4’e yükselmiştir”
Yoksulluğun giderek derin biçimde hissedildiği Türkiye’de TÜİK’in, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın konuya ilişkin farklı zamanlarda yayınladığı farklı istatistikler de var. Hızlıca onlara bir bakalım:
3.6 milyon hane aşırı yoksulluk sınırının altında yaşıyor!
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın 2024 yılına ilişkin açıkladığı veriler, ülkedeki ekonomik yapının ciddi bir dönüşüm içerisinde olduğunu ortaya koyuyor. Aşırı yoksulluk sınırının altında yaşayan hane sayısı 3,6 milyona ulaşmış durumda. Bu, yaklaşık 14 milyon bireyin temel ihtiyaçlarını karşılamaktan uzak bir yaşam sürdüğünü gösteriyor.
Her 100 çocuktan 39’u sürekli yoksulluk yaşıyor!
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından yayımlanan “sürekli yoksulluk” oranları da dikkat çekici. Son üç yılın en az ikisinde yoksulluk yaşayan bireylerin oranı yüzde 13,7’ye çıktı. Yaş gruplarına göre analiz edildiğinde ise çocuklar ve yaşlıların en riskli gruplar olduğu görülüyor. 0-17 yaş grubunda sürekli yoksulluk oranı yüzde 38,9’a yükselirken, bu oran 65 yaş ve üzeri bireylerde yüzde 23,3 olarak kaydedildi. Bu tablo, sosyal politikaların özellikle çocuklar ve yaşlılar için daha kapsayıcı hale getirilmesi gerektiğini gösteriyor.
Her 100 kişiden 31’i sağlıksız konutlarda yaşıyor, 30’u ısınamıyor!
TÜİK’in “Yoksulluk ve Yaşam istatistikleri” raporuna göre nüfusun %31,3’ü sızdıran çatı, nemli duvarlar, çürümüş pencere çerçeveleri vb. problemler yaşarken %30,2’si konutunda izolasyondan dolayı ısınma sorunu yaşıyor.
Biz yine TÜİK’in güncel çocuk istatistikleri raporuna dönelim:
Her 100 çocuktan 11’i yeni giysilere sahip olamıyor
2024 yılında, 15 yaş ve altı tüm çocukların yeni giysilere sahip olduğu hanehalkı oranı %88,6 iken maddi yetersizlik nedeniyle çocukları yeni giysilere sahip olamayan hanehalkı oranı %9,2, diğer nedenlerle çocukları yeni giysilere sahip olamayan hanehalkı oranı ise %2,2 oldu.
Her 100 çocuktan 13’ü taze meyve sebze tüketemiyor
Günde en az bir kez taze meyve ve sebze tüketimi yapabilen 15 yaş ve altı çocukların bulunduğu hanehalklarının oranı %86,7, maddi yetersizlikler nedeniyle günde en az bir kez taze sebze ve meyve tüketimi yapamayan hanehalkı oranı %10, diğer nedenlerle çocukları günde en az bir kez taze meyve ve sebze tüketemeyen hanehalkı oranı ise %3,3 oldu.
Yaklaşık her 4 aileden 1’i çocuklarının günde en az bir kez et, tavuk veya balık tüketmesini sağlayacak maddi olanaklardan yoksun.

Çocuk yoksulluğu artarken AKP-MHP okullarda bir öğün ücretsiz yemeği çok görüyor!
Tam da bu noktada yıllardır tartışılmakta olan bir konuya bakalım: Öğrencilere hiç değilse bir öğün ücretsiz yemek hakkı!
Avrupa ülkelerinde durum nasıl?
AB’de 5 ülkede ücretsiz yemek uygulaması yürürlükte. Lüksemburg Sosyo-Ekonomik Araştırma Enstitüsü’nden Anne-Catherine Guio’nun “Avrupa’daki tüm yoksul çocuklar için ücretsiz okul yemeği: Önemli ve karşılanabilir bir hedef mi?” başlıklı akademik çalışması 2021 yılı itibariyle AB’deki farklı uygulamaları anlatıyor. Buna göre 5 AB ülkesinde öğrencilere ücretsiz yemek dağıtılıyor:
İsveç, Finlandiya ve Estonya’da yaşına bakılmaksızın tüm öğrencilere ücretsiz yemek veriliyor. Letonya ve Litvanya’da ise belirli yaş grubundaki öğrencilere ücretsiz yemek dağıtılıyor. Finlandiya’da 1948’den bu yana bu politika uygulanıyor.
10 AB ülkesinde ise belirli şartları taşıyanlara ücretsiz yemek veriliyor. Bu ülkeler Kıbrıs, Çek Cumhuriyeti, Almanya, Macaristan, Lüksemburg, Malta, Portekiz, Slovakya, Slovenya ve İspanya. AB üyesi olmayan İngiltere de bu gruba dahil. Bu ülkelerde gelir seviyesi dikkate alınıyor. Çoğunlukla sosyal yardım alan ailelerin çocukları bu haktan yararlanıyor. Bazılarında mülteci çocukları, kronik hastalığı olanlar gibi özel durumu olanlar da ücretsiz yemek hakkına sahip.
10 AB ülkesinde ise belirli şehir ve bölgelerde sübvansiyonlu ve/veya ücretsiz yemek sağlanıyor. Şehir ve belediyeye göre kurallar değişiyor. Ancak bu uygulamalar ülke geneline yayılmıyor. Bazılarında sadece pilot projelerle sınırlı.
Öğrencilere bir öğün ücretsiz yemek verilmesi talebi Ekmek ve Gül‘ün bir kampanyası olarak siyasetin gündemine taşınmış, 2023’te sadece 1 dönem okul öncesi çocuklara ve yatılı okul öğrencilere ücretsiz yemek sağlanmıştı. Ancak bu uygulama sadece 1 dönemin sonunda sessiz sedasız yürürlükten kaldırılmıştı.
Bu konu çeşitli tarihlerde muhalefet milletvekilleri tarafından TBMM gündemine taşınsa da her seferinde AKP-MHP oylarıyla reddedildi.
CHP, İyi Parti ve HDP’nin 2022’de öğrencilere #1ÖğünÜcretsizSağlıklıYemek verilmesi için Milli Eğitim Bakanlığı bütçesine verdikleri ek bütçe teklifi AKP ve MHP’nin oylarıyla reddedildi.
Konu 2025’te yeniden gündeme taşındı. Bu kez CHP İstanbul Milletvekili Ali Gökçek’in sunduğu düzenleme yine AKP-MHP oylarıyla reddedildi.
Tekrar TÜİK raporuna dönelim…
Ev dışında tatil bir hayal bile değil!
Çocukları için evden uzakta bir haftalık tatil masrafını karşılayabilen hanehalkı oranı %51,2, maddi yetersizlikler nedeniyle evden uzakta bir haftalık tatil masrafını karşılayamayan hanehalkı oranı %22,2, diğer nedenlerle evden uzakta bir haftalık tatil masrafını karşılayamayan hanehalkı oranı ise %26,6 oldu.
Ekmek kavgası erken yaşta başlıyor!
Hanehalkı İşgücü Araştırması 2024 yılı sonuçlarına göre 15-17 yaş grubundaki çocukların işgücüne katılma oranı %24,9 oldu. İşgücüne katılma oranı cinsiyete göre incelendiğinde, bu oran erkek çocuklar için %35,6, kız çocuklar için %13,7 olduğu görüldü.
İş cinayetlerinde çocuk işçiler: 3 ayda 19 çocuk!
İşçi ve çocuk, hele ki iş cinayeti sözcüklerinin bir arada kullanılması dehşet verici fakat bu bir Türkiye gerçeği!
2025’in daha ilk 3 ayında iş cinayetlerinde hayatını kaybeden çocuk sayısı 19’a ulaştı. Geçtiğimiz yıl, 2024’te en az 71 çocuk işçi, çalıştırıldıkları iş yerlerinde gerçekleşen iş cinayetlerinde hayatını kaybetti. AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılından bugüne 23 yılda iş cinayetlerinde hayatını kaybeden çocuk işçi sayısı 978!
Çocuk yaşta evlendirme ayıbından kurtuluyoruz!
Evlenme İstatistiklerine göre 16-17 yaş grubunda olan kız çocuklarının resmi evlenmelerinin toplam resmi evlenmeler içindeki oranı 2002 yılında %7,3 iken bu oran 2024 yılında %1,6’ya düştü. Diğer taraftan, aynı yaş grubunda olan erkek çocukların resmi evlenmelerinin toplam resmi evlenmeler içindeki oranı 2002 yılında %0,5 iken bu oran 2024 yılında %0,1 oldu.
Öksüzler ve yetimler…
ADNKS sonuçlarına göre 2024 yılında 21 milyon 817 bin 61 çocuk nüfusun içinde babası vefat etmiş çocuk sayısının 258 bin 515, annesi vefat etmiş çocuk sayısının 81 bin 373, hem annesi hem de babası vefat etmiş çocuk sayısının ise 5 bin 276 olduğu görüldü.
Evlat edinme ve koruyucu aile sistemi hala çok zayıf!
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının verilerine göre 2024 yılında Türkiye genelinde kuruluş bakımı altında bulunan çocuk sayısının 15 bin 135 olduğu görüldü. Mevcut koruyucu aile sayısı 8 bin 719, koruyucu aile yanında bakımı sağlanan çocuk sayısı ise 10 bin 430 oldu. Evlat edindirilen çocuk sayısı 2024 yılında 589 oldu.

Boşanan çiftlerin çocuklarının velayetinde öncelikli tercih anne!
Boşanma İstatistiklerine göre 2024 yılında boşanan çiftlerin sayısı 187 bin 343 oldu. Kesinleşen boşanma davaları sonucunda 186 bin 536 çocuk velayete verildi. Çocukların velayetinin %74,4’ünün anneye, %25,6’sının ise babaya verildiği görüldü.
Tüm olumsuzluklara karşın 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlu olsun!