spot_img

Şehirde Kaybolmak: Mekânın Hafızası ve Sessiz Tanıkları

Mekânın Hafızası Şehirler sadece binalardan ibaret değildir. Şehir tümüyle ele alınarak; geçmişten bugünün konforuna taşınabilmişse şehirdir. Ağacın ömrünü olabildiğince uzun ve yaşadığı sokakta tamamlamasının önemini...

Önemli Haberler

Dosyalar

spot_img

Söyleşiler

6 Şubat 2023 tarihinde yaşanan ve merkez üssü Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesi olan korkunç depremin en yoğun etkilediği kentlerimizden biri olan Hatay’da, Reyhanlı’da dünyaya gelmiş Hamit. Reyhanlılı bir Arap. Ailesinin çiftçi olması sebebiyle çocukluğundan itibaren bağ, bahçe,...

Zeytin Ölmez de Ya Zeytinci?

Yunanistan'ın Dedeağaç'ından Manisa'nın Akhisar'ına dört kuşak zeytinle hemhal olmuş bir ailenin genç, idealist, girişimci üyesi Ercan Dalkılıç. Zeytinin altında doğmuş, zeytinin altında büyümüş, zeytinin altında düş kurmuş. 10 yıldır emek verdiği Ulysses markası tam da bu...

Varsa Bir Borcum, Avustralya’ya Değil, Aborjinlere

Göçmenlik deneyimi çoğunlukla bir çelişkiler yumağıdır. Bir yanda özlem, bir yanda uyum sağlama çabası. Bir yanda, ne kadar çarpıcı olsa da yaşanmış olan geçmişin sıcaklığı, diğer yanda geleceğin belirsizliği... “Göçmen”, bu ikilemler arasında sıkışıp kalmış bir...

Röportajlar

spot_img

Bussiness

Politics

Mekânın Hafızası Şehirler sadece binalardan ibaret değildir. Şehir tümüyle ele alınarak; geçmişten bugünün konforuna taşınabilmişse şehirdir. Ağacın ömrünü olabildiğince uzun ve yaşadığı sokakta tamamlamasının önemini anladığımızda korunur o şehir hafızası da… Bir zamanlar çocukların seksek oynadığı kaldırımlar, telaşla...

Bu Hafta: 17 Mayıs-23 Mayıs

Yaşananlar, yaşayanlar ve iz bırakanlarla Bu Hafta... 17 MAYIS Karşınızda modern immünolojinin ve aşı biliminin öncüsü, Edward Jenner. Onun insanlığa olan en büyük katkısını geçtiğimiz haftanın sayısında anmıştık. Bu büyük hekim ve cerrah, aslında biraz da çağın olanaklarından faydalanmıştı....

Kapıda Vize Uygulaması İle Yunan Adalarına İlgi Büyük!

Türkiye ile Yunanistan arasında geçtiğimiz yıllarda başlatılan kapıda vize uygulaması, büyük ilgi görmesinin ardından bu yıl da devam ettiriliyor. TC vatandaşlarının belirli Yunan adalarına daha kolay ve hızlı biçimde seyahat edebilmelerini sağlayan sistemle 10 adayı ziyaret...
spot_img

Science

Şehirde Kaybolmak: Mekânın Hafızası ve Sessiz Tanıkları

Mekânın Hafızası Şehirler sadece binalardan ibaret değildir. Şehir tümüyle ele alınarak; geçmişten bugünün konforuna taşınabilmişse şehirdir. Ağacın ömrünü olabildiğince uzun ve yaşadığı sokakta tamamlamasının önemini anladığımızda korunur o şehir hafızası da… Bir zamanlar çocukların seksek oynadığı kaldırımlar, telaşla...
spot_img
Yaşananlar, yaşayanlar ve iz bırakanlarla Bu Hafta... 17 MAYIS Karşınızda modern immünolojinin ve aşı biliminin öncüsü, Edward Jenner. Onun insanlığa olan en büyük katkısını geçtiğimiz haftanın sayısında anmıştık. Bu büyük hekim ve cerrah, aslında biraz da çağın olanaklarından faydalanmıştı....

Kapıda Vize Uygulaması İle Yunan Adalarına İlgi Büyük!

Türkiye ile Yunanistan arasında geçtiğimiz yıllarda başlatılan kapıda vize uygulaması, büyük ilgi görmesinin ardından bu yıl da devam ettiriliyor. TC vatandaşlarının belirli Yunan adalarına daha kolay ve hızlı biçimde seyahat edebilmelerini sağlayan sistemle 10 adayı ziyaret...

Stay tuned

Subscribe to our latest newsletter and never miss the latest news!
Our newsletter is sent once a week, every Monday.

Sports

Latest news

Gösterilecek bir içerik yok

15.7 C
İstanbul

Önce İşçiler ve Kadınlar

Yayınlanma tarihi:

Türkiye’de etkin yasal koruma önlemlerinin yetersiz kalması nedeniyle kırılgan gruplarda ölümle sonuçlanan vakalar artmaya devam ediyor. Her ay iş cinayetlerinde hayatını kaybeden emekçilerin, erkekler tarafından katledilen kadınların sayısı artarken konuya ilişkin farkındalık yaratmaya ve cinayetleri durdurmaya çalışan sivil kuruluşların çabaları sonuçsuz kalıyor.

2025’in ilk 2 ayında iş cinayetlerinde en az 299 emekçi hayatını kaybetti. Aynı dönemde en az 49 kadın erkekler tarafından katledilirken 53 kadın da “şüpheli biçimde” ölü bulundu.

Konuya ilişkin çalışma yürüten izleme grupları, verileri “en az” ibaresiyle sunuyorlar çünkü bunlar sadece basına ve ilgili kurumlara yansıyabilenler. Kayıt dışı çalışan ve bildirilmeyen, doğrudan “iş kazası” olarak tanımlanmayan ancak yapılan işten kaynaklanan ya da yapılan işle bağlantılı hastalıklar nedeniyle ölümler net biçimde saptanamıyor.

İş Kazası Değil, İş Cinayeti!

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi (İSİG) 2011 yılından bu yana iş cinayetlerini kayıt altına almaya çalışan farklı sektörlerden, işkollarından, mesleklerden işçilerin ve işçi ailelerin desteğiyle oluşturulmuş bir sivil ağ. İş kazası olarak tanımlanan tüm ölüm ve yaralanmaların ve meslek hastalıklarının önlenebilir olduğundan hareketle, çalışma hayatı içerisinde ortaya çıkan ölümleri “iş cinayeti” olarak adlandırıyor.

İşçi sağlığı ve iş güvenliği konusunu sadece işyerlerindeki çalışma koşulları ile sınırlı görmeyen İSİG, ulaşım, barınma, beslenme, yaşam çevresi başta olmak üzere emekçilerin fiziksel ve ruhsal sağlığını belirleyen tüm unsurları bir bütün olarak görüyor.

Aylık izleme raporlarını ağırlıklı olarak ulusal ve yerel basına yansıyan haberler, hayatını kaybeden işçilerin mesai arkadaşları, aileleri, iş güvenliği uzmanları, işyeri hekimleri ve sendikalardan gelen verilerle oluşturan İSİG’e bu kişilerin hızlı ve güvenli bilgi aktarımı da önem kazanıyor.  İSİG tarafından kayıt altına alınan işçi cinayetleri, ağın web sitesi üzerinden her ay ayrıntılı biçimde kamuoyuyla paylaşılıyor.

Tek Tek ya da Toplu Olarak Gözlerimizin Önünde Öldürülüyorlar…

İSİG tarafından paylaşılan veriler, tüm çabalara rağmen iş cinayetlerinin işverenler ve yetkililer tarafından önemsenmediğini ve önlenemediğini ortaya koyuyor.

Ocak ayında en az 177, şubat ayında 121, 2025’in ilk 2 ayında 299 işçi, iş cinayetlerinde hayatını kaybetti. İlk 2 aya ait bu veriler, 2025’in işçiler açısından bir önceki yıldan farklı olmayacağının da işareti sayılıyor.

2024 yılında en az 1897 işçinin iş cinayetlerinde hayatını kaybettiği vurgulanan İSİG raporuna göre 2024’ün ocak ayında en az 164 işçi, şubat ayında en az 152 işçi, mart ayında en az 125 işçi, nisan ayında en az 165 işçi, mayıs ayında en az 141 işçi, haziran ayında en az 139 işçi, temmuz ayında en az 149 işçi, ağustos ayında en az 192 işçi, eylül ayında en az 161 işçi, ekim ayında en az 168 işçi, kasım ayında en az 173 işçi, aralık ayında ise en az 168 işçi iş cinayetlerinde hayatını kaybetti…

İş cinayetlerinde hayatını kaybedenlerin %86’sı ücretli işçi ya da memur. %14’ü ise “kendi nam ve hesabına çalışan” çiftçi ve esnaflar oluşturuyor.

İş cinayetlerinin en yoğun şekilde gözlendiği sektörlerin başında inşaat sektörü geliyor. Bu nedenle kış aylarındaki göreli düşüşler, bu aylarda inşaat sektöründeki çalışma yoğunluğunun düşmesinden kaynaklanıyor. 2024 yılında gerçekleşen iş cinayetlerinin %25’i inşaat sektöründe saptanmış. Bunu %17 ile tarım ve ormancılık, %12 ile taşımacılık sektörü takip ediyor.

Tüm iş cinayetlerinin %54’ünü oluşturan inşaat, tarım ve ormancılık ile taşımacılık sektörleri, uzun ve yoğun çalışma saatleri, sigortasız, güvencesiz çalışma koşulları, sendikasızlık ve kuralsızlığın egemen olduğu iş kolları.

2024 yılında en az 384 emekçi yollarda hayatını kaybetmiş. Bu, söz konusu yıldaki iş cinayetlerinin %20’sine denk geliyor. Nakliye, ulaşım emekçileri ve uygun olmayan koşullarda gerçekleşen servisler iş cinayetleri kapsamında ele alınıyor ve önemli bir yer tutuyor.

“Emekliler yılı” olarak ilan edilen 2024’te iş cinayetlerinde hayatlarını kaybeden 96 işçi, 65 ve üzeri yaş grubunda. 50-64 yaş grubunda ise 462 işçi iş cinayetlerinde hayatını kaybetmiş.

14 yaş ve altında iş cinayetlerinde yaşamını yitiren 22 çocuk da 2024 yılında çocuk, işçi ve ölüm kavramlarını bir arada kullanma utancını yaşatmış ülkemize. Yine 2024 yılında 18 yaşının altında 71 çocuğun iş cinayetlerinde hayatını kaybettiğini kayıt altına almış İSİG.

Örgütsüzlük ile iş cinayetleri arasında doğrudan bir ilişki olduğunu yine İSİG’in 2024 verilerinden anlıyoruz. 2024 yılında iş cinayetlerinde hayatını kaybeden işçilerin %98’i sendikasız.

İş cinayetleri toplumun, medyanın, yetkililerin kayıtsız bakışları altında artarak devam ediyor. Toplu işçi ölümleri bile kamuoyunun gündeminde birkaç günden fazla yer tutamıyor. 2024 yılı içerisinde en az 5 işçinin toplu olarak hayatını kaybettiği 6 olay ne yazık ki birkaç günün sonunda sadece acıyı yaşayan aileler ile hukuki süreci takip eden avukatların gündem konusu haline geliyor… İSİG Meclisi 2024 yılı içerisinde gerçekleşen olayları şöyle sıralamış:

30 Ocak 2024: İzmir Dikili’de gece sularında ‘Oğuz İrgit’ adlı balıkçı teknesinin şiddetli rüzgârda alabora olması sonucu 5 balıkçı boğularak hayatını kaybetti.

13 Şubat 2024: Erzincan İliç’te Anagold Madencilik’e ait Çöpler Altın Madeni’nde 10 milyon ton siyanürlü toprağın 800 metre kayması sonucu 9 maden işçisi göçük altında kalarak hayatını kaybetti.

15 Şubat 2024: Marmara Denizi İmralı Adası açıklarında sabah sularında fırtına nedeniyle mermer tozu yüklü kargo gemisi Batuhan A’nın batması sonucu 6 gemi işçisi hayatını kaybetti.

2 Nisan 2024: İstanbul Beşiktaş Gayrettepe’de Masquerade Club’da tadilat yapılırken çıkan yangında 29 işçi (20’si inşaat 9’u gece kulübü işçisi) zehirlenerek hayatını kaybetti.

15 Eylül 2024: Sakarya Hendek’te Oba Makarna Fabrikası’nın un ve irmik değirmen ünitesinde meydana gelen toz patlaması sonucu (olay anında ve sonrasında hastanede) 5 işçi hayatını kaybetti.

24 Aralık 2024: Balıkesir Karesi’de ZSR Patlayıcı Sanayi A.Ş. Fabrikası’nın kapsül üretimi yapılan bölümünde meydana gelen patlama sonucu 11 metal işçisi hayatını kaybetti.

Kadın Cinayetleri hız kesmiyor!

Artık “Cinskırım” olarak tanımlanan kadın cinayetleri yürütülen tüm kampanyalara, tepkilere rağmen artarak devam ediyor. 2024 yılında en az 394 kadın, erkekler tarafından katledildi. 259 kadın ise “şüpheli biçimde” ölü bulundu. Bu, geçen yıl en az 653 kadının şiddet kurbanı olduğu anlamına geliyor.

2010 yılında toplumda büyük bir infial yaratan Münevver Karabulut cinayetinin ardından çok sayıda kadın ve LGBTQ gruplarının bir araya gelmesiyle kurulan Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu 2012 yılında dernekleşti. Kadın cinayetlerinin boyutlarını görebilmek, nedenlerini tartışabilmek ve seyrini analiz edebilmek amacıyla ilgili bakanlıktan veri talep eden Platform, her seferinde “böyle bir veri yok” yanıtını almaktan yoruldu ve kendisi veri üretmeye başladı. 2010 yılından itibaren aylık ve yıllık Kadın Cinayetleri Raporu yayınlayan Platform, verileri kamuoyuna/medyaya yansıyan haberlerden ve bizzat katledilen kadınların yakınlarından aldığı bilgiler doğrultusunda üretiyor. Kaza ve intihar süsü verilen cinayetlerin sayısında dikkat çeken bir artış gözlemleyen Platform, 2018 yılından itibaren de “şüpheli biçimde ölü bulunan” ibaresiyle, şüpheli kadın ölümlerini de raporluyor.

Her güne 2 kadın cinayeti

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu 2025’in ilk 2 ayında 49 kadının erkekler tarafından katledildiğini, 53 kadının da “şüpheli biçimde ölü bulunduğunu” raporlamış. Bu, daha 2025 in ilk 59 gününde şimdiden en az 102 kadının öldürüldüğünü gösteriyor.

2024 yılında 394 kadının erkekler tarafından öldürüldüğünü raporlayan Platform, 259 kadının da şüpheli biçimde ölü bulunduğuna dikkat çekiyor.

Kadınlar en çok “çıkma da başına kötü şeyler gelmesin” denilen evlerinde öldürüldüler

2025’in “Aile Yılı” olarak ilan edildiği bilgisini hatırda tutarak 2024 yılının verilerine bir bakalım:

Geçtiğimiz yıl 394 kadının 166’sı evli olduğu, 31 kadın babası tarafından, 22 kadın oğlu tarafından, 7 kadın kardeşi tarafından, 25 kadın ise aile üyesi bir akrabası tarafından “aile içerisinde” katledilmiş. 30 kadının ise eskiden evli olduğu erkek tarafından öldürüldüğünü raporlayan Kadın Cinayetlerini Durduracağı Platformu, 394 kadının 226’sının “dışarı çıkma da başına kötü şeyler gelmesin” denilen evlerinde öldürüldüğüne dikkat çekiyor.

Yine 394 kadının 111’i, boşanmayı istemek ya da barışmayı reddetmek, evlenmeyi ya da ilişkiye girmeyi reddetmek nedenleriyle öldürülmüş. Bir başka deyişle kadınlar en çok kendi hayatlarına ilişkin kendileri karar vermek istedikleri için öldürülmüşler.

2024’ün ocak ayında 31, şubat ayında 36, mart ayında 25, nisan ayında 32, mayıs ayında 40, haziran ayında 41, temmuz ayında 23, ağustos ayında 33, eylül ayında 34, ekim ayında 48, kasım ayında 32, aralık ayında ise 18 kadın erkekler tarafından katledilmiş.

Son 10 yılda 3.871 kadın katledildi

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun raporları, son 2014-2024 arası 10 yıllık dönemde;

2014 yılında 294, 2015 yılında 303, 2016 yılında 328, 2017 yılında 409, 2018 yılında 440, 2019 yılında 474, 2020 yılında 300, 2021 yılında 280, 2022 yılında 334, 2023 yılında 315, 2024 yılında 394 olmak üzere en az 3.871 kadının erkekler tarafından katledildiğini ortaya koyuyor.

Kadınlar Aile Yılı’na karşı: “Ailenin de Sermayenin de Kölesi Olmayacağız!”

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, 8 Mart öncesi yaptığı açıklamada 2025’in “Aile Yılı” olarak ilan edilmesini krizin faturasının kadınlara çıkarılması yaklaşımının bir parçası olarak görüyor.

2024 yılının sonunda, asgari ücretin açlık sınırında belirlendiği bir dönemde Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle Nüfus Politikaları Koordinasyon Kurulu ve Aile Enstitüsü kuruldu. Kadın cinayetlerinin en yüksek sayıya ulaştığı bir yılın ardından 2025 yılı, “Aile Yılı” olarak müjdelendi. Yoksulluğun pençesindeki milyonlarca insan ayakta kalmaya çalışırken, siyasi iktidar çareyi “kutsal aile” diyerek, krizin faturasını kadınlara çıkarmakta buldu.” sözleriyle başlayan açıklamada “Düşük doğum oranlarını beka tehdidi olarak gören siyasi iktidar, açlık sınırındaki ücretler kirayı dahi karşılamazken kadınları evlenmeye ve daha fazla çocuk doğurmaya teşvik eden politikaları bir bir hayata geçiriyor. Kadının esas görevini “annelik” olarak tanımlayan zihniyet, bizleri şiddetin kol gezdiği evlere mahkûm etmek istiyor. Yetmezmiş gibi, kamusal hizmet olarak sunulması gereken çocuk ve yaşlı bakımı da tümüyle kadınlara dayatılıyor. Tüm bunlar, sermayeye ucuz işgücü yetiştirme görevini kadınlara yüklemeyi hedefliyor.” denilerek kadınlar “Ailenin de sermayenin de kölesi olmayacağız!” sloganıyla 8 Mart’ta meydanlara çağrılıyor.

 

Benzer İçerikler

spot_img

Son İçerikler

spot_img